Beşiktaş'ın yeni teknik direktörü Ole Gunnar Solskajer, Türkiye kariyerine iyi bir başlangıç yaptı 8 maçta 6 galibiyet elde etti. Norveçli teknik adam Beşiktaş'ı neden tercih ettiğini, oynatmak istediği futbolu, yardımcılarını ve merak edilen her şeyi açıkladı.
Solskjaer'in röprtajı şöyle;
BİLBAO GALİBİYETİ HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ
Beşiktaş'taki durum, düşündüğümden daha kötüydü. Biraz Manchester United'a geldiğim zamanki gibiydi. Oyuncular moralsizdi ve muhtemelen 'İşte yine, bir başka teknik direktör, bir başka değişim' diye düşündüler. Farklı teknik direktörler ve başkanlar olmuş, oyuncular için değişimin zor olduğunu anlıyorum. Ama geldikten üç gün sonra Avrupa Ligi’nde Athletic Bilbao'yu yendik ve bu her şeyi değiştirdi.
KÜÇÜK DETAYLARI DEĞİŞTİRDİM
Oyuncular üzerindeki baskıyı hafifletmek istedim, çünkü medya ve sosyal medyada büyük bir baskı altındaydılar. Onların en iyi versiyonlarını ortaya çıkarmalarına ve bir takım olarak kaynaşmalarına yardımcı olmak istedim. Anahtar nokta şu: Kültür bireysel başarıya değil, takıma odaklanmalı. Sezon ortasında geldiğinizde çok fazla değişiklik yapmak zordur. Antrenmanlarda da fazla değişiklik yapamazsınız, çünkü sakatlık riski artar. Ama küçük detayları değiştirdim ve oyuncular yavaş yavaş bizim fikirlerimize inanmaya başladı.
YANIMDA HARİKA İNSANLAR OLDUĞUNU BİLİYORDUM
Erling Moe, benimle birlikte geldi. Mükemmel bir teknik direktör. Yanımda harika insanlar olduğunu biliyordum ama taraftarlar da getirdiğim insanların kalitesini görmeye başladı. Mesela Richard (Hartis), yıllardır birlikte çalıştığım biri. O sadece bir kaleci antrenöründen çok daha fazlası. Tom Green de Manchester United'dan buraya geldi. Orada kıdemli bir analiz uzmanıydı. United’a, onu buraya getirme şansım olup olmadığını sordum çünkü Beşiktaş büyük bir kulüp olsa da gelişime açık birçok alan var. Küçük dokunuşlarla büyük bir gelişim sağlanabilir. Ayrıca Mike Marsh da teknik ekibe katıldı. O Liverpool’da oynadı ve Richard, onu İngiltere U17 takımından tanıyordu; birlikte Dünya Kupası’nı kazanmışlardı. Mike en son Preston’daydı.
